
Haydi durma,git...
Duy çağrısını esen yellerin ve çık yola sorgusuzca…
Yarınlara ne kaldı ki?
Heyecana gelmiş ayaklar birbirine dolanmadan yolla gitsin hüznünü uzaklara ve ilerle sana ait olana.Hani okuduğun kitaplarda,seyrettiğin filmlerde ve düşlerinde yarattığın sonsuzluk beklerken seni, durmak olmaz…
Yürü,hatta koş,bir sevgiliye kavuşurmuşçasına sarıl ideallerine…
Yoksa kendi ellerinle yarattığın esaretin karanlığında, aradığın ışığı hiç bulamayacaksın. Varamayacaksın tadına ilk dokunuşların yüreğinde bıraktığı lezzetin…
Hayat dönüşecek tuhaf bir acıya,solumayan boğuk bir duygu karmaşası içinde debelenip duracaksın…
Kimler koynunda yatmadı bu yolların?Kimleri sırdaş etmedi?Bağrına bastı ağlayarak nicelerini.Selama durdu tüm yolcularına hayatı anlamlandıran…
Bazen bakışların,kimi zaman da gülüşlerin…
Umutlar ve sevdaların…
Ve hep olmayanı arayanın,yokluğa isyan edenin ve var etmeye ant içenlerin serüvenlerini sakladılar bıkmadan usanmadan…Kendinden olmayana dönüp bakmadılar bile emekle ve sabırla yoğururken yediveren güllerini…
Sılaya dururdu bu gidişlerin sonu…
Türküler yakılır ,şiirler hep onları söylerdi:
“Gel ki ,sen de olsun benim olan,ben de sen olayım….”
Yaşamak hafife alınmayacak kadar ciddi bir olaydı derken bile inatçı bir kavganın yolcusu olanları görürsün bu yolların engebelerinde.Kendilerinde buldukları bir sözcüğe yönelen bedenlerin gölgesinde uzayıp giden,uzadıkça yolcusu artan,hem sonsuz,bir o kadar da cazip yollar…
Ne bekliyorsun?
Delice akan ırmaklardan taşan damlaların üzerinde parlayan su süzmelerinin derinliğinde bulacaksın kendini...
Ya da aşkın ezgileriyle esen deli rüzgarlara, doyumsuz danslarıyla eşlik eden yaprakların serinliğinde karşılayacaksın taze bahar akşamlarını…
Ferhat olacaksın dağları delip geçen yahut Leyla’ya sevdalı bir Mecnun’un inadında büyüteceksin düşlerini…
Göreceksin elbet ….
Senin de üzerine doğduğunu Güneşin…
Mehmet Ali ÖZTÜRK(2017)
Yorum Gönder