Bir çığlıktır yüreğimizi dağlayan hasret…
Dilsizliğin harabe yığınlarına tutsak olmuş bedenler…
Ayrılığın acı hüznü ,kanatır içimizde büyüyen yaralarımızı...
Şu yorgun bedenlerimiz yıkanır ay ışığı gözlerde ve kanar etimiz zamanı olmayan bir "zamanın kimsesizliğinde".
Vicdanını yitirmiş sahte dostluklar,arkadaşlıklar…
Ateşin kutsallığı ürpertir,karanlığın kanatlarına gizlenen eli kanlı cellatları.Bir korku illeti olur, alevle kutsanan bedenlerin ölüme gülümseyen çocuksu yüzleri.Özgürlüğün yapraklarını savurur okyanusun maviliğine ve binlerce yıldır ışır,harlanan yürekleriyle nakşettikleri gülüşler ve asılır kentimin efsunlu gizemine...
İhanet sonu olmayan bir yolculuk olur Afrika çöllerinin izbeliğinde…
Sahnede sergilenen bir oyun olur düşbazların kirli oyunları...
Çıkarlar uğruna söylenir tüm replikler...
Onurlar satılır haraç mezat.İhanet zehri ,kendini sokan bir akrep misali inceden inceye bir sızı gibi yayılır benliklerine.Ağır bir hava kaplar bu köhnemiş dünyayı tüm pislikleri örtmek istercesine...
Keskin bir hançer darbesi gibi saplanır böğrümüze,çalınır yarınlarımız,koparılır yıldızlarından güneşimiz...
Ama kolay değildir söküp atmak, sevdalı yüreklerin güneşli güzel günlere olan özlemini.Ateşin kutsallığında gürleşir alevlerimiz ve tutuşturur gecenin zifiri karanlığını…
Yıldızlar, akıtır gözyaşlarını avuçlarımıza...
Yezitlerin laneti düşer gönlümüzün Kerbela çöllerine…Ölüm ağıtları parçalar düşlerimizi,zulmün acılı çarkları arasında.
Uzak diyarların sessizliğinde ölümle kadeh tokuşturur zeybek bakışlı çocuklar ve Zümrüdü Anka misali yaratır kendini , mavi ve yeşilin tılsımlı gecelerinde...
Kutsanmış bir dua gibi karışır külleri Egenin maviliğine…
Yarım kalmış düşler büyülenir umutla yaratılan bahar çiçeklerinden…
Ve ihanet yerle bir olur…
Mehmet Ali ÖZTÜRK(2019)
إرسال تعليق